Silifke, Kaşık Oyunları bölgesi içinde bulunmaktadır.Silifke'nin hemen hemen bütün oyunları kaşıkla oynanmaktadır. Halk oyunları üzerinde, otuz kırk sene önce ilk araştırmalar yapıldıgında karşılıklı iki sıra halinde oynanan karşılamalar yoktu. Son zamanlarda karşılıklı iki sıra haline dönüşmüş karşılamalara da rastlanmaktadır. Anadolu’nun Akdenize açılan kesimlerinde oynanan danslarda Anadolu insanının günlük yaşamı çeşitli safhalarıyla anlatılmaktadır. Danslar hareketli,canlı ve neşelidir. Oyunların çogu Davul ve Klarnet eşliginde sürdürülmektedir. Ritim sazı olarak Koltuk davulu, Şişe ve Fincan kullanıldıgı da rastlanmıştır. Oyunlar Türkiye'nin Akdeniz kıyılarına aittir. Kız ve erkekler karışık oynanır. Oyuncuların her iki elinde kaşık vardır. Bir elde iki kaşık bulunur. Kaşıklar ritm vermek içinde kullanılır.

Oyunlara eşlik eden müzik aletleri şunlardır:  Davul, Klarnet Şişe Keman Bağlama Kaşık

Dansların Teknik Özellikleri:

Çaya vardım zeybeği (türkülü, kadın erkek karışık), Eski Mengi (dinsel dans, kadın-erkek karışık), Keklik (türkülü-erkek, tek, toplu), Keklik mengisi (dinsel, karışık, türkülü), Kıbrıs zeybeği ( erkek, tek, toplu), Köroğlu (erkek, tek, toplu, türkülü, bıçaklı), portakal zeybeği (tek, toplu, zeybek, türkülü), Silifkenin yoğurdu (karışık, türkülü, toplu), Silifke Zeybeği ( türkülü, erkek, tek), Tımbıllı (türkülü, karışık, toplu), Yayla yolları (türkülü, karışık), yeni mengi (dinsel, kadın erkek karma)

OYUN ÇEŞİTLERİ:

Çaya Vardım Zeybeği, Keklik, Kıbrıs Zeybeği, Portakal zeybeği, Silifke'nin yoğurdu, Silifke zeybeği, Tek Zeybek, Tımbıllı, Yayla yolları, Gerali, Her yanı elmas, Zeytin dalları, Silifke'nin koşması, Türkmen kızı, Mandilli, Şerif hanım, Köroğlu, Kerem. Ayrıca, dinsel içerikli olarak, Tahtacı Türkmenler arasında yapılan Eski mengi, Yeni mengi, Keklik mengisi akla gelen danslardır.

Keklik: Keklik dansının anlamı ile ilgili olarak, üç değişik varyant bulunmaktadır.Kekliğin sekişi, kanat çırpışı, ötüşü, gerdan kırışı, zıplayışı anlatılır. Kekliğin taklididir.Keklik, insan olur, bir çalının dibinden çıkar. Kaşıklar kanat olur, ayaklar seker. Bir av doğa oyunudur. Avcıdan kaçan kekliğin taklididir.

Kıbrıs Zeybeği: Coğrafi, ekonomik ve iktisadi koşullarla bağlantılı olarak, Kıbrıs'ta bilinen bu dans Silifke'ye taşınmış ve sevilmiştir. Çok hareketli bir zeybektir.

Portakal Zeybeği: Silifke narenciye bölgesi olduğundan, portakal oyunlara ilham kaynağı olmuştur. Portakal toplanırken, karşılıklı türküler söylenir ve portakalın toplanması, yere düşüp yuvarlanmasın anlatılır.

Silifkenin Yoğurdu: Bu dans eski bir türkmen-yörük dansıdır. Kadın erkek, karşılık oynar. Silifke ekonomisinde hayvancılığın yeri önemlidir. Oyunun başından sonuna dek, yoğurdun üretimini gözlemek olasıdır.

Yayla Yolları: Kışın bitimi ilkbaharın gelişiyle sahilin sıcağından, rutubetinden kaçıp yaylaya-serinliğe kuru havaya çıkan Türkmenleri anlatır. Toroslarda yaşayan Türkmenlerin Ortaasya kökenli danslarından biridir. Obaların, göç alemlerini anlatır. Ali Rıza Yalman'ın Cenupta Türkmen Oymakları isimli kitabında, özellikle bir yaylaya göç hazırlığının nasıl yapıldığı ayrıntılı bir biçimde kayıtlara geçirilmiştir.

Türkmen Kızı: Eski Türklerin kıtlıktan bolluğa kavuşma törenlerini canlandıran bir oyundur. Türkmen kızlarını günlük yaşamı burada gözlenir.

Sallama: Yaylaya çıkan gençlerin gül bahçelerinde birlikte eğlenmelirini aylatır. Daire şeklinde oynanır.

SİLİFKE YÖRESİ KIYAFETLERİ

KADIN GİYSİLERİ

BAŞA GİYİLENLER

Fes-Kep: Bordo kadifeden (erkek cepkeni renginde) 7-10 cm eninde giyilecek ba­şın durumuna göre tepelikli olarak dikilir. Ön kısmına en alttan başlanarak çoktan aza doğru altınlar dikilir. Altın sayısı ailenin ekonomik durumuna bağlıdır. Nazar değmemesi için en alt sıranın ortasına gök boncuk dikilir. Arkasına saç bağı olarak yünden örül­müş belikler kızın saçının uzunluk durumuna göre eklenir. Genç kızlar, kızlığındaki keplerinde bulunan altınları koca evine götürür.

Çalma-Yazma-Örtü: Kare şeklinde olup, kenarlarından 5 cm içerden çeşitli motiflerle süslüdür. Kenarlan ise boncuk veya oyalarla işlidir. Her renkte olabilir.Bağlanış şekilleri farklıdır. Bekarlar atkılı,kadınlar ise düz olarak bağlar. Alın kısmına ise yazmanın kaymaması için kırmızıı alınlık bağlanır.

SIRTA GİYİLENLER

Göynek: Gömlek genelde beyaz renkli olduğu gibi, çeşitli renkteki basmalardan hakim yaka olarak dikilir. Kol uçlan 5 cm kadar arkasından lastikle büzülür. Kol uçlanına altın dikilir.
Kadınların şalvarın üstüne ve mecidiyeli üç eteğin içerisine giydikleri göynek genellikle açık renklidir (beyaz, bej, krem). Basma veya pazenden yapılır. Göyneğin yaka
sı fırfırlıdır ve arkadan boyundan iki düğme ile kapatılmaktadır.

Göynek-Gömlek: Genelde beyaz renkli olduğu gibi, çeşitli renkteki basmalardanda hakim yaka olarak dikilir.Kol uçlarının 5 cm kadar arkasından lastikle büzülür. Kol uçlanna aile durumuna göre altın dikilir.

Üçetek: Zincirli kutnudan yapılır.Üç parçadan oluşur. Kanatlar kalça hizasından yırtmaçlıdır. Uzunluğu diz hizasındadır. Kollar dirsek hizasından kol ucuna kadar yırtmaçlıdır. Önden iki veya üç düğmelidir.  Yakası (V) şeklindedir. Düğmeler ilikle değil biriple iliklenir.

Öncek-Önlük: Lacivert (gök) bezden yapılır. Uç kısmı farfaralı olup, diz boyu hizasındadır.Bel kısmı ince uzun kemerli (uçkurlu) olur. Uçkurlar arkadan birbirine bağlanır. Önceğin kemer kısmına gelen bölümü büzgülüdür. Kullanılış amacı iş yaparken elbisenin kirlenmemesidir. Üzerine çeşitli motiflerle süslü olarak kullananlarda vardır.

Şalvar: Ekonomik duruma gore basma veya ipek, düşez satenden yapılır. Boru paçalı arası yukarda olur. Paça uçlan lastiklidir. Paçalar ediğin içine  konulur.

Kuşak: Koza ipeğinin ibrişimleri çeşitli renklere boyanarak 25 cm eninde 1.5-2 m uzunluğunda özel el tezgahlannda dokunur.Başlama ve bitiş bölümleri dokunan kısmın sökülmemesi için tokalanır.Öncek bağının üzerinden kızlarda düğümler sola, kadınlarda saga gelecek şekilde bağlanır. Bağlamada kuşak uçlan diz hizasına gelecek şekilde ilmekli düğüm atılır.

Kolsuz Aba: Yörede kadınlar mecidiyeli üç eteğin üzerine sırma işli dar ve kollu ya da kolsuz aba giyerler. Bu abalar genellikle kıl dokumadan yapılır. Siyah, koyu kırmızıi, kahverengi olanları vardır.

Belcek (Kolon): Trablus kuşağının üzerine yörede belcek denilen kolon bağlanır.Belceğin püsküllü kısmı arkadan sarkıktır. Değişik motiflerde olduğu görülmektedir. Üzerinde çeşitli süsler vardır.

Mecidiyeli Üç Etek: Yörede şalvarın ve içliğin hemen üstüne giyilen entariye denir. Mecidiyeli üç eteğin üzerine, bele trablus kuşağı ve belın alt kısmına ise, öncek gelmektedir. Mecidiyeli üç etek kutnu kumaşından yapılır ve renklidir.

AYAĞA GİYİLENLER

Edik-Çizme: Yapıldığı rengin durumuna gore isim alır (güledik-yorak edik). Koyun ve keçi derileri kireç kaynağına yatırılıp kıl ve yünden temizlendikten sonra, kelik kısmı ve ayak kısmı kalıba göre kesilerek, tıg, iğne, ip ile dikilip, alta gelecek gön ile birleştirilir. Uç kısmı geriye doğru çevrilerek (edik burnunun eskimemesi için) dikilir. Ediğin topuk kısmına bir iki cm yüksekliğinde topuk çakılır.

Çorap: Ediğin içine yünden örülme motifler bulunan çorap giyilmektedir. Çorap yün dokumadır.

TAKILAR

Gerdanlık: Kadınların boğazlarına, altın diziden oluşan gerdanlık takılır.

Bilezik: Altından sıralı bilezik takılır.

AKSESUAR

Kaşık (Oyunaracı): Dişbudak veya şimşir ağacından yapılır.Oyun aracı olarak verniksiz, çomça kısmının arkasına gelen (parmaklara giren) bölümü parmağı acıtmaması için yuvarlak olanı tercih edilir.

ERKEK GİYSİLERİ

BAŞA GİYİLENLER

Başlık (Dolak): Beyaz yün iplikten el tezgahında dokunmuştur.Baş kısmı külah şeklindedir.Sapları bir metre kadar uzun olur. Hava durumuna göre sapları ile yüz ve kulaklar sarılır.

SIRTA GİYİLENLER

Mecidiye Gömlek: İçlerine mecidiye gömlek denilen ve kadınların mecidiyeli üç eteği ile aynı kumaştan olan, fakat astarsız olarak dikilen bir gömlek giyerler. Mecidiye­li gömlek yakasızdır. Önden düğmeli ve uzun kolludur.

Gömlek (Zıbın): Çiçekli kutnudan hakim yaka olarak dikilir.

Cepken: Ana kumaş bordo kırmızı kadifedir. Mavi-lacivert zeminli kadife üzerine, sim sırmadan Türk motifleri işlenir.Motifler çevresinden kesilerek,ana cepken üzerine simetrik olarak monte edilir. Motifler, giyecek kişinin ekonomik durumuna gore çeşitli şekilde işlenir.

Şalvar: Kirmende eğrilip yün haline getirilen kahverengi ve siyah yünden yapılır.El tezgahlarında dokunan kumaşa depme adı verilir.Arası diz hizasından yukardadır.Paçalar dar olup, düğmelidir.Cep ağızlarının çevresine çeşitli renkteki iplerle Türk motif­leri simetrik olarak işlenir. Malak kısmı bol olup, uçkur geçirilir.

Kuşak: Koza ipeğinin ibrişimleri çeşitli renklere boyanarak 25 cm eninde 1,5-2 metre kadar uzunluğunda özel el tezgahında dokunur. Başlama ve bitiş noktalarının dokunmayan kısmı ile dokunan kısmın sökülmemesi için tokalar yapılır. Şalvarın uçkurluğu ile gömleğin birleştiği yere sıkıca sarılır.

AYAĞA GİYİLENLER

Çorap: Beyaz yün ipinden örgü mili ile örülür. Kelikleri uzun olup şalvarın üzerine çıkarılır. Çeşitli renkteki iplerden yapılı tokalı iplerle (çorap bağı en üst kısımdan çorabın aşağı inmemesi için bağlanır.Yan tarafları çeşitli Türk motifleri ile süslenir. Kızlar yavuklularına ördüğü çoraba işlediği motifi kendi önceğine işleyerek, başkalarının kendisine gönül koymasına mani olur.

Yemeni: Yapıldığı renge göre isim alır (gülyemeni-kırmızı, kara yemeni-siyah yorak yemeni). Koyun ve keçi derileri kireç kaymağına yatırılarak, yün ve kıllardan temizlenir. Deri ayak kalıbına göre kesilip, alta gelecek kösele ile, tıg, iğne, iplik vasıtası ile birleştirilerek yapılır. Bunun uç kısmı geriye doğru çevrilerek dikilir. Bu durum yemeninin çabuk eskimemesi için yapılır. Arkası topuğu iyi tutması için kulaklıdır. Topuk kısmına 1-2 cm kalınlığında topuk çakılır.

AKSESUAR

Kaşık: Oyun aracı-şimşir veya dişbudak ağacından özel olarak yapılır. Aynı kaşık demir kaşıklar kullanılmadan önce yemek işinde kullanılırdı.

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Ahmet Şenol MEB Türk Halk Oyunları Giysileri -1999 Ankara

 

Yörelerimiz

Edirne Yöresi Dinar Yöresi Bolu Yöresi Silifke Yöresi Karadeniz Yöresi Adıyaman Yöresi Gaziantep Yöresi Kars Yöresi Bingöl Yöresi Bitlis Yöresi
 

"Ulusal Oyunlarımızı Öğrenmek Bir Şeref,Öğretmek İse Kutsallık Kazandırmaktır." Mustafa Kemal Atatürk

Halk oyunları bir bakış, duruş, gülüş, ağır ama anlamlı bir kımıldanma, mutlulukla hareketli bir sıçrama; coşkuyla sesleniş, derin bir hüzünle susuştur.Anadolu insanı oyun oynamaya başlayınca kendinden geçer, bedenini duygularının seline bırakır ve iç huzura yönelir. Anadolu insanı, davulun sesini, yüreğinin çarpıntısında duyar, zurnanın nağmesini gönlünün sesiyle birleştirir, coşar, eğlenir, eğlendirir.Harman yerinde berekete şükür duasıdır.Halk oyunları, köy meclislerinde zaman seline yoldaştır.Düğünlerde gelinin ağıtı, güveyinin heyecanıdır. Bir başkadır halk oyunlarımız..